Skolâstik Felsefe


Skolâstik Felsefe Orta Çağ’ın hâkim felsefe anlayışıdır. Skolâstik esas olarak Augistinciliğe dayanmaktaydı. Tek konusu ise Tanrı ve onun ruh aracılığıyla kurduğu dünya ile olan ilişkisiydi.

Skolâstik felsefe içerik olarak tamamen dinsel nitelikli bir Hıristiyan felsefesidir. O, evrene, doğaya ve insana ilişkin "yeni" bir bilgi ya da düşünce üretmemiş zaten bunu da amaçlamamıştır. Konusu, bütünüyle Hıristiyan dogmasıdır.

Skolâstik düşüncenin doğa ile ilgisi yoktur, daha başından itibaren "var olana" bakmaz. O "varlık nedir" diye sorar, "var olan nedir" diye değil. Orta Çağ için doğa, değerler hiyerarşisinin en altında yer alır hiç bir biçimde üzerinde uğraşmaya, onu incelemeye değmez ve doğa, bizim için bir "bilgi edinme" kaynağı olamazdı.

Ortaçağ Düşünce sistemine göre Yeryüzü evrenin merkezidir. Ay, Güneş ve gezegenler Yeryüzünün etrafında dönen saydam kürelere (sphairos) çakılı durmaktadırlar. Hıristiyanlığa göre de bütün evren Yeryüzü için yaratılmıştır ve Yeryüzü bu evrenin merkezidir.

Skolâstik felsefe kendi içinde 3 ayrı evrede incelenmektedir. Bunlar;

Erken Skolâstik (9-10 Yüzyıllardan 12 Yüzyılın sonuna kadar)

Yüksek Skolâstik (13.Yüzyıl)

Geç Skolâstik ( 14. Yüzyılın başlarından 15 yüz yıla kadar) felsefedir.

Skolâstik Felsefenin Genel Özellikleri

Skolâstik felsefenin genel özelliklerinden bir kaçını sıralayacak olursak;

- Dinsel Nitelik

- Açık Seçik Anlatım

- Akılcılık ve Soyutluk

- Tümcü Dünya görüşü

- Dogmatizm

- Doğadan Kopukluk ve Bilim Karşıtlığı

- İnsanın Kişileşememiş Olması


- Düzenleme,  Sistemleştirmenin bu dönemde ön plana çıkan belli başlı özellikler olduğunu söyleyebiliriz.

0 yorum:

Yorum Gönder