İlk Çağ Felsefesi


M.Ö. 7. yüz yılın sonundan başlayıp, M.S. 2. yüzyıla kadar olan dönemdeki felsefi gelişmeleri kapsamakta ve Antik Çağ felsefesi ile aynı anlamda kullanılmaktadır.

Mitolojiden ya da çoktanrılı dinden kopuş ve doğal olayların yine doğal nedenlerle açıklanması gerektiği inancıyla başlamıştır.

Dönemin Genel Özellikleri

İlk döneminde Yunan felsefesi hemen hemen bütünüyle dış doğaya, cisimlerin dünyasına yönelmiş olan bir doğa felsefesidir.  Bundan sonra insana karşı uyanan ilgi klasik dönemin geniş sistemlerine yol açmıştır. Bu sistemlerde Tanrı, insan ve doğa, bir düşünce bağlantısı içinde kavranmak istenmiştir.

Başlangıçta doğa felsefesi ön plandayken sonlara doğru pratik felsefe ağırlık kazanmıştır. Bilimle felsefe hep bir arada olmuş.

En seçkin temsilcileri :Sokrates, Platon ve Aristoteles

İlk Çağ Felsefe anlayışı;
Sistemli bağımsız ve kişiseldir.
İnanca ve sezgiye değil akla dayalıdır
Mitolojiye çok tanrıcılığa tepkiyi dile getirir .

Görünüşün, çokluğun, ilişkilerin, oluşların ardındaki değişmez olanı arar. Buna da birlik adını verirler.

Aristoteles’in okulunda başlayan bilimlerin ayrımlaşma sürecinde dünya ve hayat görüşleriyle ilgili genel sorunlarla uğraşmak felsefenin ilgi alanı olmuştur.

0 yorum:

Yorum Gönder